NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ كَثِيرٍ
أَخْبَرَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الْأَعْمَشِ
عَنْ أبِي
حَازِمٍ عَنْ
أَبِي هُرَيْرَةَ
قَالَ مَا
عَابَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
طَعَامًا
قَطُّ إِنْ
اشْتَهَاهُ
أَكَلَهُ
وَإِنْ كَرِهَهُ
تَرَكَهُ
Ebû Hureyre (r.a)'den
şöyle dediği rivayet olunmuştur:
Rasûlullah (s.a.v.)
hiçbir zaman bir yemeği kötülememiştir. (Önüne gelen bir) yemekten hoşlanırsa
onu yerdi, hoşlanmazsa yemezdi.
İzah:
Buhari, et'ime, menâkıb;
Müslim, eşribe; Tirmizî, birr; Ahmed b. Hanbel, II, 467, 474, 479, 481, 495.
Bu hadis-i şerifte
Rasûl-i Zîşan Efendimiz'in, önüne gelen bir yemeği kötülemediği ifade
edilmektedir.
Hadis-i şerif
sarihlerinin açıklamasına göre, Hz. Nebi'in bu tutumu mubah yemekler içindi.
Fakat haram yemekler karşısındaki tutumu böyle değildi. Onları yemenin
kötülüğünü anlatır ve ümmetini onları yemekten menederdi. Bu bakımdan âlimler
mubah bir yemeği kötülemenin mekruh olduğunu söylemişlerdir.[Aliyyü'I-Kârî,
Aynü'I-İIim, I, 272.]
Âlimlerden bazıları,
Allah'ın yarattığı bir nimet olarak herhangi bir yemeği kötülemenin caiz
olmadığını; fakat bir yemeğin, insanların pişirmesi ya da hazırlamasından doğan
kusurunu söylemekte bir sakınca olmadığını söylemişlerdir. Ancak Hafız İbn
Hacer'in açıkladığı gibi, yemeğin pişirilmesi veya hazırlanması ile ilgili
olarak yemeğe yöneltilen bir tenkid eğer onu hazırlayanın kalbini kıracaksa o
zaman bu neviden olan tenkidler de caiz olmaz.
Bu mevzuda İmam Nevevî
şöyle diyor: "İnsanın önüne gelen bir yemeği; bu tuzludur, ekşidir, tuzu
kıttır, iyi pişmemiştir gibi sözlerle tenkit etmekten kaçınması yemek
âdabındandır." İbn Battal da: "Dinen yenmesi meşru kılınan hiçbir
yemekte ayıp ve kusur yoktur. Binaenaleyh helâl bir yemeği tenkidden kaçınmak
İslâm âdabındandır" demektedir.
Ancak insanın tabiatı
bazı helâl yemekleri yemekten hoşlanmayabilir. Böyle bir durumda o yemeği
yememesi gayet tabiidir. Kişi hoşlanmadığı bir yemekle karşılaşınca Hz. Nebi'in
yaptığı gibi hareket eder, yani tenkit yöneltmeden yemeği yemekten
kaçınabilir.